Halim'cim eline sağlık. Her zamanki gibi değişik tatlar.
Benim dikkatimi çeken şu oldu:
''Derelerin etrafındaki arazi genellikle imara açılmaz, çok yağmur yağarsa sel yatağı olsun diye.''
Bu o kadar açık bir ılgu olmasına karşın, Türkiye'de hâlâ inanılmaz sayıda dere yatakları yakınlarına ve hatta kurudu sanılan dere yataklarına evler yapılmaya devam ediliyor, sel geldiğinde birçok ev yıkılıyor veya hasar görüyor, insanlar ölüyor veya evsiz kalıyor.
Bu yapılaşmaya izin veren, devlet kurumları ve belediye yetkilileri yargılanmıyor. Oysa ben Ankara doğal gazda şantiye şefi olarak çalışırken, Atatürk Orman Çiftliğindeki ufak bir akarsuyun üzerinden geçirilecek doğal gaz borusunu taşıyacak köprü ayaklarının, dere genişliğinden çok ama çok uzak olduğunu gördüğümde,, hesapların, o derenin kırk yıllık dönemindeki en geniş durumuna göre yapılması gerektiğini öğrenmiştim. Şimdilerde, bırak dere yatağı kenarını, dere yatağının içine apartmanlar dikiyorlar.
Bir başka konu: Ulaş, bir sonraki Bodrum gelişlerinde arka bahçede mangal yapmak istediğini söylemiş. Mangal alacağız gibi görünüyor. Ulaş'a, senin yöntemini aktaracağım. 2 saat zeytinyağında marine edip kızartsın diye. Bakalım uygulayacak mı? :)
Bahsettiğin “ana konu”, tatsız bir konu olmasına rağmen hayatın gerçeği olması dolayısıyla ilgi ile okunacak nitelikte bir yazı hazırlamışsın. Çok güzel olmuş. Kutluyorum. Tebrik ediyorum.
👏🏼👏🏼💐💐🙏🙏
Sonraki “kısa kısa” konularına ise bayıldığımı söylemek isterim.
Yürüyüş yolu, köpek Parkı, pazar, kuşlar, Haci, yemek vs konularda hayatın ta kendisini anlatmışsın. Okurken ve fotoğraflara bakarken çok keyif aldım.
Eline, kalemine sağlık.
🙏🙏👏🏼👏🏼❤️❤️
Sen böyle güzel yazdıkça, bizler de keyifle okumaya devam edeceğiz.
Çok sağol. Sağlık sohbet sayfasını da izlemeni tavsiye ediyorum. Esas blogu bir sağlık sıhhat bültenine çevirmek istemediğim için, bir Substack sohbet platformu açtım. Orada kısa kısa yazıyorum.
Halim'cim eline sağlık. Her zamanki gibi değişik tatlar.
Benim dikkatimi çeken şu oldu:
''Derelerin etrafındaki arazi genellikle imara açılmaz, çok yağmur yağarsa sel yatağı olsun diye.''
Bu o kadar açık bir ılgu olmasına karşın, Türkiye'de hâlâ inanılmaz sayıda dere yatakları yakınlarına ve hatta kurudu sanılan dere yataklarına evler yapılmaya devam ediliyor, sel geldiğinde birçok ev yıkılıyor veya hasar görüyor, insanlar ölüyor veya evsiz kalıyor.
Bu yapılaşmaya izin veren, devlet kurumları ve belediye yetkilileri yargılanmıyor. Oysa ben Ankara doğal gazda şantiye şefi olarak çalışırken, Atatürk Orman Çiftliğindeki ufak bir akarsuyun üzerinden geçirilecek doğal gaz borusunu taşıyacak köprü ayaklarının, dere genişliğinden çok ama çok uzak olduğunu gördüğümde,, hesapların, o derenin kırk yıllık dönemindeki en geniş durumuna göre yapılması gerektiğini öğrenmiştim. Şimdilerde, bırak dere yatağı kenarını, dere yatağının içine apartmanlar dikiyorlar.
Bir başka konu: Ulaş, bir sonraki Bodrum gelişlerinde arka bahçede mangal yapmak istediğini söylemiş. Mangal alacağız gibi görünüyor. Ulaş'a, senin yöntemini aktaracağım. 2 saat zeytinyağında marine edip kızartsın diye. Bakalım uygulayacak mı? :)
Sevgilerimizle.
Çok Değerli Arkadaşım Halim,
Bahsettiğin “ana konu”, tatsız bir konu olmasına rağmen hayatın gerçeği olması dolayısıyla ilgi ile okunacak nitelikte bir yazı hazırlamışsın. Çok güzel olmuş. Kutluyorum. Tebrik ediyorum.
👏🏼👏🏼💐💐🙏🙏
Sonraki “kısa kısa” konularına ise bayıldığımı söylemek isterim.
Yürüyüş yolu, köpek Parkı, pazar, kuşlar, Haci, yemek vs konularda hayatın ta kendisini anlatmışsın. Okurken ve fotoğraflara bakarken çok keyif aldım.
Eline, kalemine sağlık.
🙏🙏👏🏼👏🏼❤️❤️
Sen böyle güzel yazdıkça, bizler de keyifle okumaya devam edeceğiz.
Selam ve sevgiler.
Çok sağol. Sağlık sohbet sayfasını da izlemeni tavsiye ediyorum. Esas blogu bir sağlık sıhhat bültenine çevirmek istemediğim için, bir Substack sohbet platformu açtım. Orada kısa kısa yazıyorum.
Sağlık sohbet sayfasına nasıl gireceğim?
Chat bölümü var.
Orayı açınca senin yazdığın “sırt çantalı yürüyüş” konusunu okudum.
Burası mı?
Evet. Oraya öyle kısa kısa yazmaya devam edeceğim. Sen de aklına gelirse, sen de yaz.
Tamam.