Dünya Hızlanırken Nüfus Yavaşlıyor
Elli yıllık uykusundan uyanan Dünya ilginç bir yeni çağa giriyor. Bu küresel süreçle örtüşen iki bağımsız olgu var: Nüfus Çöküşü (implosion) ve İklim Değişikliği
Lütfen abone olun; lütfen paylaşın
Bu bloga abonelik ücreti yok ve hiç olmayacak. Okuduğunuzu beğenirseniz, teşekkür babında lütfen paylaşın. WhatsApp, Twitter(X), Instagram, Facebook artık elinizden ne geliyorsa. Yanlış yazmamak için özen gösteriyorum ama ne kadar çok okunursa yanlışın fark edilme ihtimali o kadar yüksek olur. Hatalarımı lütfen yorum, not, ya da doğrudan bana yazarak düzeltin. Uzun yazmaya vaktiniz varsa, ayrı bir post olarak yayınlarım sizin katkınız olarak.
Adresi kopyalayıp ( _↑_ Copy Link) WhatsApp grubunuza gönderebilirsiniz.
Son paylaşıma yorumlar Günlük bölümüne idi. Ana metne kimse yorum yapmadı. Sebepler muhtelif olabilir:
Fikirlerime katılmadınız ama nezaket kaygısı ile itiraz etmediniz
O kadar aşikar şeyleri dile getirmişim ki teyite değmez
Yazılanlar ilginizi çekmedi zaten.
Tabii ki tüm görüşlere saygı duyarım🙂.
Dünya yeni bir çağa giriyor. Bu çağda teknolojik gelişme bir sıçrama gösterecek. Bunun dört ana nedeni var:
LLM/GPT teknolojilerinin yol açmakta olduğu bilgi (knowledge) devrimi
Tüm dünyanın yetkin ve akıllı insanları SOTA'yı1 yakaladı ve şimdi yeni nesil teknolojilerin peşinde
Ucuz enerji
Mucitlerin, bir ülke hegemonuna bağlı olmayacağı çok kutuplu bir dünya.
Torunumun yaşayacakları için heyecanlı ve kaygılıyım. Son elli yıl hakkında ne derseniz deyin, insanlık tarihinin en sakin dönemlerinden biriydi. Bu sükunet değişecek. Çin lanetinde olduğu gibi ilginç zamanlara yaklaştığımızı hissediyorum. ROGUE2 kısaltmasını uygun gördüm bu yüzden.
ROGUE Çağı ilerlerken, iki bağımsız paralel süreç daha var. Ben bunlara ROGUE aksesuarları diyorum. ROGUE'u bunlar doğurmuyor ama nasıl gelişeceğini etkileyecekler:
Dünya nüfusu her sene daha az artıyor ve yakında azalmaya başlayacak
İklim değişikliği.
İklim değişikliği hakkında daha önce yazmıştım. İleride bir tazeleme yapmayı planlıyorum. Bu hafta nüfus hakkında yazacağım
Dünya Nüfusu Zirveye Yakın
Nüfus 2023'te 8 milyara ulaştı. Halen artıyor ama artış hızı her yıl düşüyor. 2086 yılındaki zirveden sonra azalmaya başlayacağı öngörülüyor:
Eğriler çok ilginç. Artma hızı nerdeyse exponensiyal olarak yükselirken, 1960 larda birden düşmeye başlıyor. Laurel Kanyondaki tuhaf işlerden değilse🙂 doğum kontrolü hapının bir sonucudur diyorum.
Fakir ülke nüfusları hala hızla artmaya devam ediyor:
Türkiye nüfusu da daha yavaş artıyor. Lise yıllarımdan hatırlıyorum. Nüfus yüzde 4 artarken, kişi başına %3 gibi mütevazi bir kalkınma için bile %7 gibi yüksek gelişme oranları gerekiyordu. 12 Mart teknokratlar kabinesindeki ekonomi uzmanı Rahmetli Atilla Karaosmanoğlu o rakamlara dayanarak demişti galiba Türkiye’nin bugünkü İtalya düzeyine erişmesi için 23593 sene gerekiyor diye. Ne demek istemiş olduğunu hatırlamıyorum. Herhalde sırf böyle banal bir saptama olsun diye söylememişti ama internetten konuşmanın metnini bulamadım.
Anti-parantez, Türkiye eğrisi göçmenleri kapsamıyor. Suriye’den ve diğer ülkelerden resmi ve gayri resmi yollarla Türkiye’ye gelen göçmenler de sayılırsa, yukarıdaki haritadaki Türkiye eğrisi daha yukarıya savrulacaktır herhalde.
Zengin ülke nüfusları azalmaya başladı bile. Dünyanın geri kalanı da çok çocuklu zamanlarda doğanlar hayatlarının sonuna vardıkça aynı duruma gelecek.
Çocuk Zirvesi
Çoğu ülkede çocuk sayısı artık her sene biraz daha azalıyor. Zengin ülkeler çocuk zirve sayısına 1960 larda ulaşmış.
Yukarıdaki grafik, altmışlı yılların başından bu yana zengin ülke çocuk sayısının 20 milyon ya da %20 azaldığını gösteriyor. Bu trendin eğitim altyapısı üzerindeki etkisi incelemeye değer ama belki sonra.
Çocuk sayısı zirvesini Türkiye de yakalamak üzere:
Bu grafik göçmen çocuklarını kapsamıyor. Bu Türkiye için ciddi bir kafa karıştırıcı faktör ama henüz kimsenin bunun önemini tam olarak anladığını düşünmüyorum.
Yani?
Bunların hepsi ilginç veriler ve ROGUE süreci üzerine kuşkusuz etkileri olacak. Ancak, Peter Zeihan’ın iddia ettiği gibi “Dünyanın Sonu”na geldiğimiz kanısında değilim.
Küresel nüfus ROGUE Çağı'nı aşağıdaki şekillerde etkileyebilir:
Emeklilerin sayısı ücretlilerin sayısını aştığı için mevcut toplumsal yapı emekli maaşlarını desteklemekte zorlanacak. Bu fiziksel bir sorun değil çünkü herkese yetecek kadar meta var. 20. yüzyılda artan üretkenlik, daha az işçiyle bile tüm toplumun ihtiyacını karşılamaya yetecek kadar mal üretmeyi mümkün kılıyor. Fiziksel değil ama ciddi bir dağıtım (üleştirme) sorunu ve sıkıntı yaratacak.
Yaşlıların oranı arttıkça milletler daha muhafazakar hale gelecekler çünkü genel olarak insanlar yaşlandıkça değişime karşı daha isteksiz olurlar.
Buna dair kesin bir kanıtım yok ama artan yaşlı nüfusun kültürel kimlik savaşlarını hızlandırdığını düşünüyorum. Gençler sosyal konularda kolay pozisyon değiştiriyor. Öyle de olması lazım çünkü büyümek demek, dünyadaki yerimizi öğrenmek demek ve oraya da farklı bakış açıları deneyerek varılıyor çoğu zaman. Yaşlıların fikirleri hem kökleşmiş oluyor ve hem de günümüzde sosyal medya platformlarının yankı odalarında daha da sabitleniyor. Takip ettiğim bir kaç platformda, bazı insanların kırk yıl öncesinin bakış açılarına ve tasvirlerine nasıl takılıp kaldıklarını görmek beni hayrete düşürüyor mesela4.
Bu son nokta için hiçbir kanıta ihtiyacım yok çünkü bence aşikar. Genç erkeklerin sayısının azalmasıyla, geleneksel formatta savaş yürütmek zor olacak. Bu savaş tutkunlarını engellemez ancak yeni savaş biçimlerinin icat edilmesi gerekecek.
Milletler yaşlandıkça başka neler olabileceğine dair siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen yazın.
Son olarak, an azından bu gün için, yaşlanma, çoğu Afrika ülkesi ve bazı Güney Asya ülkeleri, mesela Pakistan, için henüz bir vakıa değil. Onlar da zamanla aynı yola mı girer bilmiyorum.
Kısa kısa
Amerikan Çelik İmalatçısı Füzyon için $35 milyon yatırdı
Power, 28 Eylül 2023
Nucor bir çelik üreticisidir. Helion bir füzyon enerjisi girişimidir. Bu iki şirket, Nucor'un çelik üretim tesisine temel yük elektriği sağlayacak 500 MW'lık bir füzyon enerji santrali geliştirmek için işbirliği yapıyorlar. Bu benim bildiğim, müşteri ile santral arasında, ilk füzyon Enerji Satın Alma Anlaşması. Helion teknolojisi, bir plazmada füzyonu başlatmak için manyetik sıkıştırmaya dayanıyor.
Yukarıdaki şekil biraz karışık ama olan şu:
Manyetik alan plazmayı her iki taraftan sıkıştırıp merkeze doğru hızlandırıyor
Sıkışan plazma 100 milyon dereceye kadar ısınınca füzyon başlıyor.
Böyle başlayan füzyon kendi kendine devam ediyor
Sıcak plazma, ilk etapta hapsedilmeyi yaratan aynı manyetik alanda, genişlemeye başlıyor
Plazmanın manyetik alandaki hareketi, alan sargılarında elektrik akımı üretiyor.
Bence bu çok akıllı bir teknoloji ve diğer bazı füzyon start-up'larının füzyon ısısını elektriğe dönüştürme aracı olarak önerdiği ara buhar döngüsünü ve onun sıkıntılarını içermiyor. Hala bir ısı motoru olarak kabul edilip edilmediğinden ve Carnot verimlilik sınırına tabi olup olmadığından emin değilim. Öyle olsa bile, yüksek sıcaklıklardan dolayı, veriminin çok yüksek olmasını bekliyorum. Aklıma gelen pek çok teknik soru var ama muhtemelen teknoloji ticarileşmeden cevapları bilemeyeceğiz.
You Tube
Bu hafta, yerde otururken ayağa kalkmanın bir yolunu gösteren bir klip. İhtiyarlar için. Her iki bacak ileri pozisyonda ve dizler bükük durumdayken, sol bacağınızı katlayıp gövdenizi döndürün ve alt sol bacak ve sağ ayak topuğundan destek alarak ayağa kalkmaya çalışın. Peter Attia ısınmadan denemeyin diyor. Aksi takdirde menisküsümüzü yırtabilirmişiz.
Antreman yaparak el desteğine ihtiyaç duymadan kalkmak mümkün dedi Attia ama ben henüz elimi yere basmadan kalkamıyorum. Eğer bunu deneyen ve ellerini kullanmadan ayağa kalkabilen varsa lütfen bana haber verin ve beni utandırın..
Peter Attia’nın kitabını alalı baya zaman oldu ama henüz pek fazla ilerleyemedim. Değerli bir kitap ama başka ilgimi çeken şeyler var şu sıralar.
Pascal - Hagi
Birkaç gün önce bilgisayarımı akşam vakti güncelliyordum. Pascal ve Hagi odada yalnızdı. Geri döndüğümde Hagi'yi dehşete kapılmış bir halde buldum. Korkunca tüyler vücuda yapışıyor dümdüz oluyor oradan anlıyorum. Onların masada bir girinti yerleri var. Onun ağzında durmuş, içine girmekten çekiniyorlardı. Pascal iyiydi ama Hagi'nin paniğinden rahatsız oldu herhalde, o da girmiyordu.
Bence şu oldu. Bahçeye çıktıklarında kafesi temizlerken masanın gözüne dört top koyarım. İçeri girdiklerinde ilk yaptıkları şey topları dışarı atmak olur her akşam. Bu sefer toplardan sadece üçü atılmıştı. Sanırım tam dördüncü topu atmaya çalıştıkları sırada bilgisayar reboot sesi çıkardı ve bu ses Hagi’yi korkuttu. Belki Hagi, tam topu gagalarken top ona karşılık verdi sandı.
Bu olay iki gün önceydi. Hala deliğe girmiyorlar, Hatta dün gece Hagi kafese bile girmek istemedi. Perde kornişine tünedi. Pascal kafesin önünde, ‘Hagi’, ‘Hagi’ dedi bir kaç kez, ben ‘Where did you go?’ diye sordum Hagi’ye, Pascal da aynı soruyu tekrarladı, Sonra yine ‘Hagi’ diye yanına çağırdı. Kısıtlı sözcük haznemizle anlaştık aslında ama Hagi’nin korkusu geçmedi. Hagi gelmeyince, Pascal onun yanına uçtu. İkisini de zor soktum kafese. Bu akşam ama sorun yoktu. Ben bunları yazarken onlar şimdi kafesteler. Arada bir ses yapıyorlar ama sıkıntıda değiller.
Günlük
Geçen Cumartesi Eleanor'un ilk doğum günü partisine gittik evlerine. Taylan, Yi ve Eleanor, Yi'nin ebeveynleri, Meliz ve ben torunumuzun ilk yaşını aile içinde kutladık.
Yi önceki gün kek yapmıştı. Aşağıda gördüğünüz gibi görünüş harika. Tadı da harikaydı.
Eleanor henüz bir kaç kelime konuşabiliyor ancak ama İngilizce, Türkçe ve Çince söylenenleri anlıyor. Mesela:
Where is your head?
Kafan nerede?
你的头在哪里?
Bütün bu üç soru gelince elleri ile başını tutuyor. Kulakları ve burnu da biliyor.
İlk doğum günü için bir Çin ritüeli var. Farklı mesleklere ait aletleri yere koyuyorsunuz ve çocuğun üç parça seçmesine izin veriyorsunuz.
Eleanor önce kırmızı ip yumağını, sonra altın paraları, en son da kitabı seçti. Çin inanışına göre torunumuz yoksulluk kaygısı ve başka sıkıntılardan azad bir hayat sürerken ilimle iştigal edecek. Happy Birthday Eleanor.
State Of The Art
Renaissance Overlaid Globe with Upheavals Everywhere
Ya da onun gibi bir rakam
Ben öyle değilim sanıyorum ama kim bilir:
Halim'cim eline sağlık.
Daha önce belirttiğim gibi, yoğunluktan bakamadığım gönderilerine ancak bakabilmeye başladım.
Nüfus konusunda beni en çok endişelendiren şey; okumuş ve belli bir gelir seviyesi üzerindeki kesimden olan gençlerin, çocuklarına istedikleri gibi bir gelecek hazırlayamama endişesiyle çocuk yapmaması, buna karşın okumamış ve yoksul kesimin, çocuk yapmaktan başka bir işi kalmaması.
Zamanla bu yoksul kesimle zengin kesim arasındaki sosyal çelişki ve patlamalar artacak, mağazalara baskınlar düzenlenmesi ve başkaldırı için bahaneler bulunabilecek gibi geliyor bana.
Yerden kalkma konusunda senin benden daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Ben bir yere tutunmadan veya birisi elimi tutup yardım etmezse kalkamıyorum.
Eleanor'un önce kırmızı, sonra sarıyı seçmesi çok normal geldi bana. Zaten, benim öğrendiğim ve gözlemlediğim kadarıyla Çinliler için sarı ve kırmızı, en makbul renkler. Muhtemelen Türkiye'ye gelen bütün Çinliler Galatasaray taraftarı olurdu. :)
Yi'ye mutlu yaşlar diliyorum, benim oğlumun adı da Taylan, Taylan adını duyunca kayıtsız kalamıyorum.Nüfus azalışı kaçınılmaz umarım bu seyir biraz daha hızlanır, zira ekosistemin buna ihtiyacı var.