Seneler önce orta büyüklükte yükselen bir şirket yöneticileri ile bir ortak projemiz olmuştu. Zeki bulduğum CEO, meselelere benim aklıma gelmeyen değişik bakış açılarından bakıp yeni fikirler üretebiliyordu. Gözlemimi paylaştığım bir yardımcısına göreyse, ki o da güvenilir uzman bir mühendisti, CEO zekiden ziyade sivri zekalıydı. Makul itiraz geldiğinde hızla değişecek kıvraklık varsa, sivri zeka CEO için bir avantaj1diye düşünmüştüm. Bahsi geçende o kıvraklık vardı.
Yöneticiler karmaşık konularda çabuk karar vermek zorundalar2. İlk prensiplerden hareketle konuyu enine boyuna tahlil edip en iyi yolu aramaya vakit yetmiyor, arayış bitmeden şartlar değişiyor. Karmaşık sorular gündeme geldiğinde bence çabuk karar vermek yararlı. Bir şartla: Zıt görüşlere kapınız ve beyniniz açık olduğu sürece. Çoğu zaman ilk akla gelen fikir eksik ya da yanlış oluyor ama tartışma olgunlaşıp doğruya giden yolda hız kazanılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bence tez karar verme meziyeti de var, fikrini değiştirebilme meziyeti de. Yirmi yıl boyunca bir çok karmaşık konuda hızlı kararlar verdiğini de gördüm, o kararların bazılarından aynı hızla vazgeçtiğini de. Aynı kıvraklıkta yön değiştiremeyip açığa düşenlerin çoğu açıkta kaldılar.
Bazı hallerde ilk fikrin yanlışlığı anlaşılmış bile olsa geri dönmek mümkün olmuyor. 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçiminin tekrar kararı gibi.
Şimdi de, seçim sath-ı mailine girerken seçenekler tükeniyor. Dar köprüye yaklaşırken şeritlerin birleşip yolun daralması gibi.
Kamuoyu yoklamaları, önümüzdeki seçimlerde iktidarın el değiştireceğine işaret ediyor. İktidar kanadında seçimlerden umut azaldıkça, kazanabilmek için icat edilen çareler de umutsuzlaşmaya başlıyor. Hamlet piyesinde, Claudius’un dediği gibi,
Diseases desperate grown
By desperate appliance are relieved
Or not at all.
(Hamlet, 4.perde, 3.sahne)
Yani çivi çiviyi söker (ya da sökmez). A desperate disease must have a desperate cure3.
Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkeme kararını, daralan siyaset alanında başvurulmak zorunda kalınan Claudius-vari bir çare olarak görüyorum. ‘Hiç bir şey olmamışsa bile bir şeyler olmuştur’cuların gazına gelindi bence. Bu yolun seçilmesini savunanların bazıları, İmamoğlu yerine konup Belediyenin azımsanmayacak kaynaklarına göz dikmiş olabilirler. İmamoğlu gündemden düşerse diğer muhtemel muhalefet Başkan adaylarının hakkından gelinir diye de düşünmüş olabilirler.
Bundan sonrasını bir yandan muhalefetin tavrı, öte yandan AKP’ye yakın duran seçmenin bu kararı nasıl yorumladığı belirleyecek. Yasal süreç ivedilikle işletilip karar kesinleştirilebilir; kayyum da atanabilir; Erdoğan'ın devreye girmesi ile karar istinaftan da dönebilir; ya da (ki bence en muhtemeli) olay doğal sürecine bırakılıp seçimlere kadar sürüncemede de kalabilir4.
Siyasi konularda yazmak istemiyorum çünkü beceremiyorum. Ancak şu anda olaylar bir Shakespeare trajedisi gibi. Aklımdan geçenleri kayda geçmek istedim.
Hem sivri zekalı hem inatçı olmak çok kötü tabii. Genellikle onlar da şirket CEO’su olmuyorlar.
Terry Gilliam’ın o harikulade Brazil filmindeki muhteşem sahnelerden birinde onlarca memurunun yaylım ateş sorularına aynı hızla evet hayır cevapları vererek yürüyen amir gibi.
Çaresiz hastalıklar için umutsuz tedaviler gerekir.
İmamoğlu’nun aday olur ve seçim ikinci tura kalırsa, tam o arada bu kararın kesinleşebilme ihtimali de var tabii.