Cehaletin zaferi için gereken şey, akıllıların bilgisizlerle konuşmaktan vaz geçmeleridir
Eskiden farklı fikirdekilerle tartışarak gerçeği bulabileceğimize inanırdık. Ne yazık ki, insanlar artık farklı görüşlere sahip olanlarla bırak tartışmayı konuşmak bile istemiyor.
Diyelim ki siz bir konuda uzmansınız. Bu uzmanlık alanınızda birisi yalan yanlış hatta zararlı şeyleri halka doğru diye satıp insanları kandırıyor. Halka açık bir tartışmada onunla bu konuları tartışmaya davet edildiniz. Red mi edersiniz yoksa kabul mü?
Adresi kopyalayıp ( _↑_ Copy Link) WhatsApp grubunuza gönderebilirsiniz.
Bu gönderiyi yazmak tahmin ettiğimden daha uzun sürüdü. Bunun birinci nedeni, Robert Kennedy Jr.'ın birkaç röportajını dinlemek istememdi çünkü bazılarına bakarsan pedofilden beter biri gibi anılıyor. Yanlış birine paye verir gibi görünmek istemedim, bu yüzden kendim dinledim ne dediğini ve bu zaman alıyor. İkinci nedense tamamen benim yazarlık kusurum. İlk yazdığım versiyon çok sıkıcıydı ve bu okurlar için bu konuyu ilginç kılmakta biraz zorlandım. Bence çok önemli bir konu olduğu için bir daha denedim.
Bence konu önemli, çünkü, akil insanlar yanlış söyleyenlerle yüzleşmekten çekinince, tartışma platformu trollere açık kalıyor ve gerçeğin anlamı değersizleştirilip ve hatta herkes için geçerli bir gerçek olup olmadığı sorgulanır hale geliyor.
‘Mücadele-i hayatta ihraz-ı galebe için sağlam kafa lâzımdır: İnsanlar koçlar gibi kafa kafaya döğüşürler’ demişti Cenap Şehabettin, bir 19. yüzyıl Türk düşünürü. Çağdaşı Namık Kemal’e göre de ‘barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’dı.
Ne yazık ki, günümüzün tartışmaları gerçeğin ışıltısını bulmaktan çok kafa kırmak için yapılıyor. Gerçek kimsenin umurunda değil, bir Hollywood adliye dramasındaki hasımlar gibi tartışıyor herkes. Bu yüzden huzurunu bozmak istemeyen çoğu insan kendileri gibi düşünmeyenlerle tartışmak istemiyor. Geçen ay iki ünlü bilim adamının halka açık tartışma davetlerini reddetmesinin nedeni bu olabilir.
Örnek 1 - 15 Haziran'da Robert F Kennedy Jr1, Joe Rogan podcast'ında göründü. Onu dinleyen, Teksas Houston Baylor Tıp Fakültesi Dekanı Profesör Peter Hotez, Kennedy’i aşı karşıtı yanlış bilgi yaymakla suçladı2. Bunun üzerine, Nisan 2020'de Peter Hotez'i de programında ağırlamış olan Rogan, ikisine, gelin birlikte tartışın dedi. RFK Jr ile birlikte podcast'ine tekrar katılması halinde Hotez'in en sevdiği hayır kurumuna 100 bin dolar teklif etti. Bahis başkaları tarafından 1 milyon dolara yükseltildi. Böyle bir motivasyona rağmen, Hotez, RFK Jr. ile tartışma davetini reddetti.
Örnek 2 -Profesör Andrew Dessler (Substack’ta yazılarını bulabilirsiniz), Hotez'in RFK Jr.'ı tartışmayı reddetme kararını desteklerken, kendinin de başından böyle bir olay geçtiğini yazdı: “2022'nin başlarında, Joe Rogan Experience'a konuk oldum. Mülakat sırasında Joe, programında Steve Koonin ile iklim bilimi üzerine tartışmamı önermişti, ben öneriyi reddettim” dedi.
Anket
Siz ne dersiniz? Hotez ve Dessler gibi siz de 'yanlış' görüş sahibi kişilerle tartışılmaz görüşünde misiniz?
Lütfen anketi yapın. Anonimdir. Substack çeteleyi tutar ama kimin hangi seçeneği seçtiğini kaydetmez.
Bir tartışma teklifi neden reddedilir?
Bazen biriyle tartışmaya girmemek için çok geçerli nedenler olabilir. Durum öyle mi?Adına A diyelim, alanında tanınan sayılan birisi, farklı şeyler söyleyen bir X ile tartışma teklifini niçin kabul etmesin? Aklıma dört sebep geliyor:
X dediğimiz kişi, güvenilirliği olmayan bilinmeyen biri ise, X ile tartışmak, A için zaman kaybı olacaktır; dahası, diğer bir çok olası X, sahte şöhret peşinde, A ile tartışmak isteyecektir.
X, tartışma ahlakı olmayan kötü bir muhatap olarak biliniyor olabilir. Böyle bir insanla tartışmak hiç bir şey kazandırmaz. Ayrıca, A Kişisi, tartışma sırasında rakibinin davranışını bilinçsizce taklit edip kendisi de kötü örnek olma tehlikesine maruz kalacaktır.
A kişisi, kendi alanını ne kadar iyi bildiği konusunda kaygılanıp alenen cahil gözükme riskinden çekinebilir.
A kişisi yalancı olabilir ve bir şeyler saklıyordur belki. Açığa çıkmasın diye tartışmadan kaçar.
Son ikisinin üstünü çiziyorum çünkü eminim ki Hotez ve Dessler her ikisi de seçkin ve saygın bilim insanlarıdır. Birinci olası sebep de bence alakasız çünkü hem Robert F. Kennedy Jr hem de Stephen Koonin tanınmış kamu entelektüelleri. Şöhret sahibi olma çabaları yok.
Geriye kalıyor 2. sebep. Olabilir mi? Kötü bir tartışmacı ne kadar kötü olabilir? Kötü bir tartışmacının olası özellikleri diyerek bir liste çıkardım. Sizi “yanlış” ile yüzleşmekten alıkoyar mıydı bu aşağıdaki çekinceler?
Ad hominem saldırıları: Kişiye saldırın, fikirlerine değil. Hatta, aşırı durumlarda, karakter suikastı. Topla değil adamla oynamak olarak da bilinir, ör. "Çok konuşma, göster bakalım cebinde hangi telefon var”.
Çarpıtma: Karşıt argümanı tanınmayacak kadar abartın. Siz“belki de bazı durumlarda esrarı yasallaştırmayı düşünmeliyiz” dediğinizde muhatabın sizi okul kantinlerinde uyuşturucu satmak istemekle suçlaması mesela.
Duygusallaşın, duygulara hitap edin: Tartışmayı argümanlarının gücü yerine duyguların gücüne dayalı olarak kazanmayı amaçlayarak, izleyiciyi etkilemek için duyguları manipüle edin. Biri lütfen çocukları düşünsün der gibi
Gish dörtnal3: Yaylım ateş argümanları bir biri ardına ortaya atarak muhatabınızı bunaltın. O laf ebeliği altında ezilirlen, sizi izleyenler durumu anlamayıp size bir yetkinlik payesi verebilir.
Cambaza bak: Dikkati tartışmanın ana konusundan uzaklaştırmak için alakasız veya teğet konuları gündeme getirin. Örneğin, akademik özgürlüğün önemini tartışıyorsunuz ve muhatap, “Üniversite yeterli fon alamıyorsa, özgürlük anlamsızdır. Bütçeye odaklanmalıyız” diyor.
Otoriteye atıf, genellikle yanlış yere: Geçmişten büyük bir kişinin sizin söylediklerinizi söylediğine atfen alıntı yapın. Gençliğimde, savunduklarını destekleyen daha uygun argümanlar geliştirme zahmetine girmeden Marx veya Lenin'den alıntılar yapmak oldukça yaygındı. Google'dan kontrol edecek akıllı telefonlarımız olmadığı için inanırdık mecburen ama ikna olmazdık.
Tahrifat: Yalan söyle. Yakalanırsan başka bir yalan daha uydur.
Nobranlık: Kaba olun, bağırın çağırın, muhatabı konuşturmayın. Tartışma karakolda birebilir ama. Onu göze alacaksınız.
Etiketleyin: Etiket, rakibinizi bir kişi değil, sevmediğiniz bir kabilenin üyesi yapar. Elbette yanılıyor çünkü “o insanlar hep yalan söylüyor”. Yaftalayın, izi kalır. Meşrebinize göre artık ‘aşı karşıdı’, ‘yetmez ama evetçi’, ‘komünist’, ‘liboş’, falan.
Hotez ve Dessler muhtemelen rakiplerini tahrifatçı ve belki yalancı görüyorlar. Haklılık payları olsa bile, bu kadar önemli iki konuda tartışmayı reddetmek için yeterli bir neden olabilir mi bu kaygılar? Bence ne Robert Kennedy Jr ne de Dr Stephen Koonin kötü ya da yalancı bir tartışmacı olarak nitelendirilebilir. RFK Jr'ı bir All-In Podcast mülakatında, Joe Rogan’da ve diğer bazı kısa videolarda dinledim. İddialarında haklı olup olmadığını bilmiyorum ama söylediğine inandığını ve makul argümanlar sunduğunu sanıyorum. Koonin'in Unsettled kitabını okudum ve ayrıca Joe Rogan ile konuşmasını dinledim. Hem RFK Jr hem de Koonin zeki insanlar ve onların herhangi bir röportajda kaba veya iğrenç olabileceklerini hayal edemiyorum.
Televizyonda tartışan gazetecileri izliyorum ve gelecekteki gelişmeler hakkında tahminlerde bulunmaları ve neden böyle düşündüklerini açıklamaları hoşuma gidiyor. Önyargılarını satmaya başladıklarında kapatıyorum. Fikirleriyle değil, bilgileriyle ilgileniyorum. Aksi takdirde, neden onları dinleyeyim? Ben de onlar kadar iyi düşünebilirim.
Siyasi tartışmalarda sıkıntıların kaçınılmaz olduğunu anlıyorum ama belki bu yüzden bazen onları ilginç kılan tiyatral oyunlar dışında oldukça sıkıcı buluyorum. Avustralya siyasetinde, Liberal ve İşçi Partisi liderleri arasında ABD tarzı televizyon tartışmaların yapıldığı kısa bir dönem geçirdik yirmi sene önce. Sixty Minutes adlı TV programı tarafından tanıtılan bu icat neyse ki uzun sürmedi.
Avustralya'da insanlar siyaseti tartışmayı veya izlemeyi sevmezler. Bu biraz da iki büyük parti arasında çok fazla fark olmamasından kaynaklanıyor. Türkiye'de ise arkadaşlarla bir araya geldiğinizde siyaset tartışmaktan kaçınmak zor. Bu tür tartışmaları bence bir kaç kadeh içtikten sonra yapmak lazım. Niye derseniz, kimseyi gücendirme tehlikesi olmaz çünkü kimse karşı tarafı dinlemiyordur artık ve insanlar sadece düşüncelerini enjekte edecekleri bir boşluk bulmakla ilgilenirler.
Doktora öğrencilerim ile tartışmaktan her zaman keyif almışımdır. Her hafta bir öğleden sonrayı tez projeleriyle ilgili konuları tartışarak geçirirdik. Genellikle Çin Hükümeti bursunu kullanarak bizimle yaklaşık bir yıl geçiren ve çoğu Çin'den gelen ziyaretçi öğrenciler olurdu. Bu tür toplantılardaki kendi rolümü soru sormakla sınırlardım. Aslında soru sormak, her türlü münazara örneğinde faydalı bir araçtır. Hiçbir şey, dikkatli bir şekilde ifade edilmiş gerçek bir soru kadar, tartıştığınız partnerinizin en iyi yanlarını ortaya çıkarmaz. Cevabı dinleyeceksiniz tabii.
Muhtemelen başta sorduğum soruya cevabımın ne olduğunu siz anladınız.
Profesör Hotez olsaydım, RFK Jr'ın çok tartışmalı düşüncelere sahip olduğunu gerçekten düşünseydim bile RFK Jr ile aynı platformda tartışmaktan mutlu olurdum. RFK Jr gelecek ABD Cumhurbaşkanı olabilir. Hotez, RFK Jr.'ın hatalı olduğuna inanıyorsa, onu ve ona inananları bilgilendirmeyi yurttaşlık görevi olarak görmelidir diye düşünüyorum.
Profesör Dessler olsaydım, Koonin ile tartışırdım. Koonin'in kitabını okudum. Bazı ikna edici argümanlar var içinde. Joe Rogan’da izledim. Efendi birisi. Ayrıca, Dessler, onunla tartışmayı kabul ederek o ana kadar bilinmeyen bir deliye oksijen sağlayıp meşhur edecek değil. Koonin, zaten Rogan podcast'inde yer aldı ve ayrıca geçmişte birçok etkili kamu görevinde bulundu. Son olarak, Dessler'in ‘İklim Değişikliği Bilimi konusunda tartışamam ama İklim Politikaları hakkında tartışabilirim’ argümanına da şaşırdım. Bu konuları birbirinden ayırabileceğinizi sanmıyorum.
Kaynaklar
Joe Rogan Show — I listen to it on Spotify. Robert Kennedy talk is Episode #1999, done on 15 June 2023,
Unsettled — I bought a Kindle copy of the book from Amazon.
All-in Podcasts — Weekly You Tube podcast that I am addicted to.
Dessler Substack Page — The Climate Brink
Kısa kısa
'Aşırı kilolu' VKÖ sınırı, sağlık için doğru indeks olmayabilir
New Scientist, 5 Temmuz 2023 (Nature Briefing)
Body Mass Index (Vücut Kitle Ölçütü-VKÖ) diye bir icat var biliyorsunuz.
25 üstü, şişman (overweight) sayılıyor. Ne yaparsam yapayım kaç yıldır 25 altına düşemedim. New Scientist’de geçen hafta çıkan bu makaleye göre, "şişman" vücut kitle indeksi (VKÖ) tasnifindeki kişiler, sözde ideal VKÖ sahiplerine göre daha uzun yaşıyormuş. Yani VKÖ sanıldığı gibi doğru bir ölçüt değilmiş. Araştırmacılar, yaklaşık 500.000 ABD'li yetişkinden oluşan etnik açıdan çeşitli bir grubu 20 yıl boyunca izlemişler ve şunu gözlemişler: "Aşırı kilolu" olarak sınıflandırılan 25 ile 29,9 arasındaki BMI, "sağlıklı" aralıktaki birine göre %5-7 daha düşük ölüm riskiyle ilişkili imiş. Yani biraz kilolu olmak zayıflığa göre daha iyi diyorlar. Sevindim.
Uyku tutmuyorsa kalk yataktan
Scientific American, 5 Temmuz 2023 (Nature Briefing)
Uyuyamıyorsanız, uyumaya çalışmaktan vazgeçmeli ve ayağa kalkmalısınız. Uyku tıbbı uzmanı Kim Hutchison, "Yataktan kalkıp loş ışıkta sessizce bir yerde oturmanızı ve sadece rahatlamanızı, sıkıcı bir şeyler yapmanızı tavsiye ederim" diyor.
Çinli Astronotlat dünyaya döndü
Xinhua agency, 5 Temmuz 2023, (Nature Briefing)
Tiangong Uzay İstasyonu’nda altı ay geçiren üç astronot Gobi çölüne inmişler Temmuz başında. Ekim 2022’de faaliyete başlayan Tiangong uzay istasyonunda üç astronot görev yapıyor. Tiangong, Gökteki Saray anlamına geliyormuş. Çin, uzay istasyonu projesine 2000’lerde başlamış ve Tiangong-1 ve Tiangong-2 istasyonlarında elde edilen tecrübe, son Tiangong (numarasız) istasyonunun tasarım ve inşasında kullanıldı.
MDMA (Ecstasy) ve psilosibin gibi psikedelik ilaçları Avustralya’da doktor reçetesi ile almak serbest artık
Guardian, 1 Temmuz 2023
Avustralya, doktorların ilaç olarak psilosibin (halüsinojenik mantarların etken maddesi) ve MDMA'yı (ecstasy olarak da bilinir) reçetelemesine izin veren ilk ülke oldu. Ancak uzman doktorlar için geçerli imiş bu izin şu anda.
Günlük
40 yıl önce Brisbane'e ilk geldiğimde Taringa'da bir daire kiralamıştım. Henüz arabam yoktu ve en yakın süper market yürümek için çok uzaktı. Alışveriş için Fiveways kavşağı Swan Yolu'nun köşesinde yanyana duran bakkal ve manava giderdim. Beşiktaş'ta, İstanbul'da da benzerini yapıyorum. Bakkaldan alışveriş yapıyorum. İstanbul’da bu mümkün çünkü Beşiktaş'ta her 50 metrede bir bakkal var. Brisbane'de artık bakkal yok.
Cumartesi sabahları yaparım haftalık alışverişi. Şu anda Garden City'deki Coles süpermarkete gidiyorum. Avustralya'da iki büyük süpermarket zinciri var: Woolworths ve Coles. Eskiden bir Woolworths müşterisi iken yaklaşık 10 yıl önce Coles'a geçtim.
Gittiğim Coles'un önünde iyi bir manav var, Spuds and Plums. Bu dükkan, Woolworths'ten bu Coles'a geçiş yapmamın nedenlerinden biri. Coles’da da sebze meyve satılıyor ama ben manavı tercih ediyorum.
İki yıldır meyve ve sebze alışverişinin çoğunu Çiftci pazarında yapıyorum ama kivi meyvesi, shitake mantarı gibi orada bulunmayan ürünler için bu manava geliyorum.
Spuds'n' Plums'tan sonra doğruca Coles'a giriyorum.
Süpermarket rafları her yerde birbirine benziyor. Mesela bisküvi aldım. Sade bisküvi seviyoruz. Arnott's Milk Arrowroot gibi.
Kırk sene önce iki çeşit süt vardı: cam şişelerde gelen pastörize süt ve plastik şişelerde (mumlu karton kutular da olabilir hatırlamıyorum) gelen nehir kenarındaki Pauls fabrikasında üretilen süt. Bugün milyon çeşit süt var. İnsan şaşırıyor:
Bu resme baktığımda, Çin'deki ilk süpermarket süt satın alma deneyimimi hatırlıyorum. Luoyang'daki süpermarkette yukarıdaki fotoğrafa benzeyen beyaz şişeler vardı. Etiketlerin hepsi Çince idi ve ben bir tane seçtim. Bir çeşit soya sütü içeceği olduğu evde açınca ortaya çıktı. Daha sonra Luoyang süpermarketlerinde sadece bir tür süt olduğunu ve 250 ml'lik küçük şişelerde satıldığını fark ettim çünkü belki bazı nadir tarifler dışında süt kullanılmıyordu. Benim gördüklerim farklı bitki materyallerinden yapılmış beyaz içeceklerdi.
Çin'den bahsederken, Coles'un tam karşısına yerleştirilmiş Breadtop'un bu vitrin fotosunu buraya koymalıyım. Nisbeten yeni bir Çin ithalı dükkan zinciri. Başlangıçta raftaki börek çeşitleri, Luoyang'da benzer dükkanlarda gördüğüme çok benziyordu. Bugün, daha geniş bir seçenek mevcut ama bana hitap etmiyor. Görünüşü bana İstanbul'da aldığım Türk hamur işlerini hatırlatıyor ama tatları farklı:
Brisbane'de aldığım yoğurt çok güzel. Ondan daha iyisi Meliz'in evde yaptığı ve süzdüğü yoğurttu ama son zamanlarda vakti yok ve yoğurdumuzu çarşıdan almaya başladık:
“Natural” yazan yeşil kapaklı 2 lt'lik kaplarda alıyorum yoğurtu. Süt ürünlerine gelmişken, West End'deki Triton'dan aldığım Haloumi peynirinin bu resmini buraya koyacağım. Lifli peynir, İstanbul'da peynircilerde bulacağım peynire çok benziyor ve çok şükür daha az tuzlu. Avustralya yapımı.
Yoğurttan sonra Elma Sirkesi aldım. Her sabah elma sirkesi ile karıştırılmış bir bardak su içerim. Salatalarda da 50-50 limon suyu ile karıştırarak kullanıyoruz. İtalya'dan ithal edilen Mazzetti organik sirkesini alıyorum. Avustralya sirkesini tercih ederdim ama Coles kendi markası dışında organik Avustralya sirkesi satmıyor ve mecbur kalmadıkça prensip olarak dükkan markasını satın almıyorum:
İthal İtalyan sirkesi iyi olsa da, ithal İtalyan zeytinyağı yerel yağın kalitesiyle kıyaslanamaz. Cobram Estate'in ilk baskı sızma yağını satın alıyorum. İtalya'dan ithal edilenlere göre biraz daha pahalı ama rengi kokusu ve boğazı yakan asiditesi hoşuma gidiyor.
Meliz, Eleanor için kayısılı tavuk yapmak istedi. Bu yüzden but filetosu aldım. Organik tavuğu tercih ederim ama bugün organik but filetosu olmadığı için normalini aldım:
Organik tavuk pahalı olduğu için çok popüler değil, bu yüzden Coles onları sadece küçük miktarlarda getiriyor. İki bütün tavuk almak istedim ve şans eseri raflarda üç tane vardı.:
Basmati pirinci tercih ediyoruz. Pakistan’dan ithal.
Ne zamandır operatörsüz kendi-ödeme makinalarını kullanıyorum alış veriş sonunda.
Ürünlerin her birini scan yapıp yanımda getirdiğim torbalara koydum; ondan sonra toplam faturayı kartla ödeyip dükkanı terk ediyorum.
Pascal ve Hagi
Masanın sahibi sanıyorlar kendilerini. O yüzden, bilgisayarı kullanmam gerektiğinde onları dışarı yolluyorum.
1960 larda öldürülen Robert Kennedy’nin oğlu
COVID ve COVID aşıları hakkında bize ilk başta söylenenler ve hikayenin nasıl değiştiği hakkında yazılacak çok şey var. Ama şu anda o topa girmek istemiyorum.
Evrim teorisini eleştirirken böyle bir taktik kullanan Gish isimli bir laf ebesine atfen.
Teşekkür ederim. 'Değer vermediğim insanlara yakıt sağlamamak, değer verdiklerimle de bozuşmamak' derken çok güzel özetlemişsin durumu. Ben de öyle.
Halim merhabalar,
Yine dört başı mamur, harika bir yazı hazırlamışsın. Ben yukarıda saydıkların dışında bir de sıkıldığım ve artık yorulduğum için kimseyle tartışmıyorum, veya tartışmamaya çalışıyorum. Değer vermediğim insanlara yakıt sağlamamak, değer verdiklerimle de bozuşmamak için... Bu yerliler ne yaparlarsa yapsınlar modundayım.