Büyük Duraklama sona eriyor ama kimin için?
Tyler Cowen, 1970 lerde, ABD'nin bir Duraklama Dönemine girdiğini söylemişti. ABD yerinde sayarken dünya ona yetişti. Yeni bir çağ başlamak üzere. İki bölümlük serinin ilk yazısı.
Lütfen abone olun; lütfen paylaşın
Bu bloga abonelik ücreti yok ve hiç olmayacak. Okuduğunuzu beğenirseniz, teşekkür babında lütfen paylaşın. WhatsApp, Twitter(X), Instagram, Facebook artık elinizden ne geliyorsa. Yanlış yazmamak için özen gösteriyorum ama ne kadar çok okunursa yanlışın fark edilme ihtimali o kadar yüksek olur. Hatalarımı lütfen yorum, not, ya da doğrudan bana yazarak düzeltin. Uzun yazmaya vaktiniz varsa, ayrı bir post olarak yayınlarım sizin katkınız olarak.
Adresi kopyalayıp ( _↑_ Copy Link) WhatsApp grubunuza gönderebilirsiniz.
Tyler Cowen’a göre, 1971 sonrası Büyük Duraklama1 dönemine giren “Amerika kargaşa içinde ve ekonomi halka hizmet etmiyor.” Evvelinde, çalışanların durumu her sene biraz daha iyileşirdi, artık öyle değil. 2000'li yılların başında bir canlanma olur gibi oldu ama borç, şişirilmiş ev fiyatları ve ekonomik hokkabazlıklara dayanıyordu o canlanma. Sürdürülemezdi ve arkasından büyük mali kriz geldi.
Hiçbir siyasi parti durumun bilincinde değil. Cowen’in 2011 yılında yazdığı satırlar:
Orta sınıf güç durumda, kamu sektörü performansı istikrarlı değil, ve kamunun gelecek taahütlerini nasıl karşılayacağı tartışılıyor. Böyle bir durumda Demokrat Parti hala hükümet harcamalarını artırmaya çalışıyor. Cumhuriyetçilerin durumu daha iyi değil. Onların da tek anlaşabildikleri platform, vergi kesintilerinin gelirleri nasıl artıracağı ve ekonomik büyümeyi nasıl teşvik edeceği üzerine gerçekçi olmayan iddialardan oluşuyor. Cumhuriyetçi iktidarlar genellikle Demokratlardan daha büyük bir mali felakete yol açıyorlar bu yüzden.
Original : The Democratic Party seeks to expand government spending even when the middle class feels squeezed, the public sector doesn’t always perform well, and we have no good plan for paying for forthcoming entitlement spending. To the extent Republicans have a platform, it consists of unrealistic claims about how tax cuts will raise revenue and stimulate economic growth. The Republicans, when they hold power, are often a bigger fiscal disaster than the Democrats.
Amerikalılar tüm dünyayı her zaman ABD merceğinden görür. Cowen de bir istisna değil ve o yüzden Büyük Duraklamayı küresel bir olgu olarak takdim etmiş kitabında. Ona katılmıyorum.Büyük Duraklama bir ABD sorunu. ABD duraklarken dünyanın geri kalanı ona yetişme çabasındaydı. Gelişmekte olan ülkelerden bazıları, bu yakalama oyununda olağanüstü bir başarı elde ettiler, mesela Çin.
Şimdiyse, benzeri görülmemiş bir teknolojik ve ekonomik gelişme getirecek yeni bir döneme girmek üzere olduğumuza inanıyorum. Bu dünyanın her yerinde hep beraber gerçekleşmeyecek ve tıpkı ABD'nin 20. yüzyılda yaptığı gibi, yalnızca yeni oyunun kurallarını anlayan ülkeler zenginleşecek.
ABD şu anda içinde debelenip durduğu sosyo-patolojik krizden çıksın ve bu gelişmenin içinde yerini alsın diye umuyorum. Aksi halde sıkıntılı bir dönem bizi bekliyor. ABD benim Küresel Rönesans2 dediğim bu yeni sıçramayı engelleyemez ama askeri gücünü kullanarak ona zarar verebilir.
İki yazılık bir serinin ilk bölümünde, bu hafta, ‘Büyük Duraklama’yı; gelecek hafta, dünyanın nasıl yeni bir çağa girmekte olduğunu ve Avustralya ile Türkiye için bunun ne anlama geldiğini açıklayacağım.
Alt dallardaki meyveler
Cowen'in ana argümanı, Amerika Birleşik Devletleri'nin yüzyıllardır ‘alt dallardaki meyveleri’ yiyerek büyüdüğü. Artık öyle ulaşması kolay meyve kalmadı ama ne elitler ne de halk henüz bunu idrak edemiyor. Cowen'ın bahsettiği "kolay meyveler" şunlar:
bedava arazi
yeni teknolojiler
eğitimsiz akıllı gençlik.
Bedava Arazi
ABD'ye göç eden Avrupalı köylüler, bir anda verimli toprakların sahibi olabildiler ve bu onları geride bıraktıklarından çok daha yüksek bir yaşam standardına ulaştırdı. Çoğu Yerli Amerikalılardan çalınan bu topraklar, yeni oluşanABD ulusu için büyük destek oldu. Proudhon’un ‘Mülkiyet Hırsızdır’ genellemesi bu duruma tam uyuyor.
Yukarıdaki resim, 1818 tarihli Kentucky Eyaleti haritasından alınmış. Toprak mülkiyetinin Avrupa-Amerikan yorumunu sergileyen bir alegori. Geri planda o toprakların eski sahipleri olan yerliler anayurtlarını terk ederken, haritacılar aletleriyle araziyi ölçüp bölüştürüyorlar. Olay yerine bakan eli terazili adalet heykeli de bu faaliyetleri onaylıyor (Smithsonian Arşivleri).
Çalıntı ya da değil, bu kolay meyve artık yok. Ele geçirilecek bedava toprak kalmadı.
Yeni Teknolojiler
1880'den 1940'a kadar olan dönem büyük teknolojik ilerlemelere şahit oldu:
… elektrik, elektrik lambaları, güçlü motorlar, otomobil, uçak, beyaz eşya, telefon, ev içi su tesisatı, ilaç sanayii, seri üretim, daktilo, teyp, fonograf ve radyo, bunlardan sadece birkaçı; televizyon da geliyor o dönemin sonunda. Demiryolu ve hızlı uluslararası gemiler daha önce vardı ama bu dönemde hızla genişleyerek dünya ekonomisini birbirine bağladılar.
Original: … electricity, electric lights, powerful motors, automobiles, airplanes, household appliances, the telephone, indoor plumbing, pharmaceuticals, mass production, the typewriter, the tape recorder, the phonograph, and radio, to name just a few, with television coming at the end of that period. The railroad and fast international ships were not completely new, but they expanded rapidly during this period, tying together the world economy (Cowen, Tyler. The Great Stagnation, Kindle Edition)
1960'tan 2020'ye kadar yaşadığım altmış yılla kıyasla, 1880'den 1940'a kadar teknolojik değişim inanılmaz hızdaydı. Siz ne dersiniz bilmiyorum ama 1960'lardaki çocuk Halim'in, 2020 senesinde tanıyamayacağı pek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Buna karşın, 1880'den biri 1940'ın dünyasında bulsaydı kendini birdenbire, karşısına çıkan çoğu cihazı tanımakta zorlanırdı.
Yukarıdaki grafik Orta Çağdan bu yana yeni icat hızını gösteriyor. Senelere karşı, her milyar insan başına senelik icat sayısı on yıllık ortalamalar olarak y ekseninde. Son nokta 1990'dan 1999'a kadarki dönemi kapsıyor (Huebner, 2005).
Kolay meyve bu teknolojik değişimlerdi. Bu meyveden yararlanmak için ilk olarak kaynak gerekiyordu (önceki bölümde bahsi geçen serbest toprak ve doğal kaynaklar); ikinci olarak eğitimli iş gücü gerekiyordu, ki bunu bir sonraki bölümde ele alacağım.
1971'de bilimsel ilerleme durmadı. Üniversite laboratuvarlarından piyasalara teknoloji transfer hızı yavaşladı. Internet ve genetik gibi yeni gelişmeler, üretken teknolojiler üzerinde elektrik motoru veya seri üretim kadar büyük bir etki yaratmadılar.
Akıllı Cahil Çocuklar
20. yüzyılın başında Amerikalı gençlerin %95'i lise mezunu değildi. Bu bir yandan bir sosyal eksiklikti ama, öte yandan, bu gençlerin eğitilmesi halinde ulusun nasıl büyük bir beyin havuzuna erişebileceğine işaret ediyordu. ABD bu eğitim hamlesini becerdi ve cahil gençlerini sadece lise değil üniversiteye de gönderdi. 1900'de Amerikalıların yalnızca dörtyüzde biri üniversiteye giderken, 2009'da 18-24 yaş arası gençlerin yüzde 40'ı üniversiteli oldu. Tyler Cowen, "bu tür bir kazanımı önümüzdeki yüzyılda tekrarlayamayacağız ve hatta üniversite bitirme oranlarında bir çok önemli açıdan geriye doğru gitmeye başladık" diyor.
Büyük Duraklama
Amerika, kolay meyveleri yedi bitirdi. O zamandan bu yana yerinde sayıyor. Cowen, bu Büyük Duraklamanın yetmişli yıllarda başladığını tahmin ediyor. Depodaki yakıt bitse de momentum arabayı bir miktar daha götürür. Bu da ABD'nin yeni durumu fark etmesini zorlaştırdı.
Büyük Durgunluk 1970'li yıllarda ABD'de ve müttefiklerinde başladı. ABD durduğunda dünyanın geri kalanı durmadı. Onların kolay meyveleri ABD teknolojileriydi. Bu teknolojilere şu ya da bu şekilde ulaşmayı başaranlar ABD’ye yaklaştılar.
ABD yerinde sayarken, Kore, Çin, Vietnam ve hatta Hindistan gibi birçok ülke hızlı bir büyüme yaşıyordu. O ülkelerin yüzü suyu hürmetine Büyük Duraklamanın bitip yeni Küresel Rönesans'ın başlayacağını tahmin ediyorum. Gelecek hafta devam edeceğim.
References
Cowen, Tyler. The Great Stagnation: How America Ate All The Low-Hanging Fruit of Modern History, Got Sick, and Will (Eventually) Feel Better: A Penguin eSpecial from Dutton . Penguin Publishing Group. Kindle Edition.
Huebner, J. (2005). A possible declining trend for worldwide innovation. Technological Forecasting & Social Change, 72(8), 980–986. https://doi.org/10.1016/j.techfore.2005.01.003.
Kısa kısa
Yemek isimleri, ABC (Australian Broadcasting Corporation), 13 Eylül
Hikaye o ki, Kraliçe Margherita 1889'da Napoli'yi ziyaret ettiğinde yerel bir pizacı, Kraliçe onuruna İtalya bayrağının renklerini temsil eden yeni bir pizza yapmış. Kraliçe Margherita yeşil fesleğen, kırmızı domates ve beyaz mozarellanın birleşimini o kadar çok sevmiş ki pizaya onun adı verilmiş. Ve böylece bugün bildiğimiz margherita pizası doğmuş. Yersen.
Bu ama doğru. İkonik bir Japon yemeği diye sevip tükettiğimiz ramenin kökeni Çin eriştesi imiş. “Ramen”, lamian 拉面 kelimesinin Japonca telaffuzu imiş.
Asya Asyalılarındır, Sinocism, 12 Eylül
Çin üst düzey diplomatlarından Wang Yi, Temmuz ayında Çin'in Qingdao kentinde düzenlenen Üçlü Konferansta, Japon, Koreli ve Çinlilerin birlik olmalarını istedi:
Amerikalılar Çin'den, Güney Kore'den ve Japonya'dan gelen tüm ziyaretçilere Asyalı der. Farklılıkları anlamazlar, Avrupa'da da durum aynı. Saçınızı ne kadar sarıya boyarsanız boyayın, burnunuzu ne kadar düzeltirseniz düzeltin, asla bir Avrupalıya, bir Amerikalıya, asla bir Batılıya dönüşemezsiniz. Herkes nerden geldiğini bilmeli. Çin, Japonya, Kore; eğer el ele verip işbirliği yapabilirsek, bu sadece üç ülkemizin çıkarlarına değil, aynı zamanda halklarımızın isteklerine de uygun olacaktır. Birlikte refaha kavuşabilir, Doğu Asya'yı canlandırabilir ve dünyayı zenginleştirebiliriz.
Original: Americans take all visitors from China, South Korea, and Japan as Asians. They cannot tell the differences and it’s the same in Europe. No matter how yellow you dye your hair, or how sharp you make your nose, you’ll never turn into a European or American, you’ll never turn into a Westerner. One needs to know where the root is. China, Japan, Korea — if we can join hands and cooperate, it would not only suit the interests of our three countries but also the wishes of our peoples, and together we can prosper, revitalize East Asia, and enrich the world. (Associated Press)
Bunu “Asya Asyalılarındır” diye özetliyorum. Başkan Monroe'nun ABD Kongresi'nde "Amerika Amerikalılarındır" dediği konuşmanın 200. yıldönümüne yaklaşırken bu Wang Yi konuşması bana hem ilginç geldi hem de Monroe Doktrini'ne bilinçli yapılmış bir atıf olarak gördüm.
You Tube
Şu anki telefonum Nokia. Ondan önce Huawei kullanıyordum. Kamerası eşimin iPhone'u kadar iyi değildi ama benim için yeterliydi. Elimden düşürdüm kırıldı, yenilemek zorunda kaldım. ABD'nin Çin'e uyguladığı yaptırımlardan sonra Huawei'nin geleceğini merak ediyordum. “Kötü komşu insanın ev sahibi yapması” gibi, ABD yaptırımları Çin elektronik endüstrisini olumlu yönde etkiledi. Yeni Huawei, Şanghay merkezli SMIC tarafından üretilen 7 nm'lik bir çip kullanıyormuş. Kimse Çin’in bu teknolojiyte sahip olduğunu sanmıyordu. Bu, Çinli çip üreticilerinin batılı meslektaşlarından yalnızca bir nesil geride olduğu anlamına geliyor. Sektör gözlemcileri bu durumdan en büyük kaybedenin San Diego, California merkezli Qualcomm olacağını söylüyor. Yaptırımlardan önce Huawei çiplerini Qualcomm'dan satın alıyormuş.
Pascal - Hagi
Pascal ve Hagi o gece kafeslerine çekilmeden önce perde rayı üzerinde biraz oynamak istediler. Dışarıdaki ışık açık ve dış kafesteki oyun alanları yarı saydam perdeden görülebiliyor. Gece yatma kafesleri benim ofise gelince. orijinal kumaş perdeleri sökmek zorunda kalmıştık. Plastik perdeleri temizlemesi kolay oluyor.
Günlük
Geçen hafta bir doktora sözlü jürisine başkanlık ettim.
Üniversitemizde bundan birkaç yıl öncesine kadar doktora tezleri offline incelenirdi. Tezlerin kopyaları jüri üyelerine gönderilir; incelemeleri yaklaşık sekiz hafta sürer ve değerlendirmeleri yazılı olarak gelirdi. Öğrencinin cevabı da yazılı olurdu. Avustralya akademik havuzunun küçüklüğü ve dışarıdan Brisbane'e jüri getirmenin zorluğu yüzünden böyle yapılırdı.
Görüntülü arama teknolojisi yaygınlaşınca, üniversite birkaç yıl önce sözlü sınavlara geçti. Öğrenci artık tezini Enstitü'ye teslim ediyor; Enstitü, Tezin kopyalarını Jüriye gönderiyor; jüri üyeleri Tezi okuyup yorumlarını çevrimiçi sunuyorlar; ve en nihayetinde öğrencinin eleştirilere ve yorumlara yanıt verip Tezini savunduğu, genellikle video aracılığıyla, bir sözlü sınav oluyor.
Video konferansı başlattım, diğerlerinin de katılmasını bekliyordum. ABD'li bir üye erkenden katıldı ve diğerlerini beklerken biraz sohbet ettik. Bilimin ne kadar kozmopolit hale geldiğini konuştuk. O Polonyalıydı, ben Türk'tüm, henüz katılmamış olan ve yine ABD'den gelen ikinci jüri üyesi Rus kökenliydi, öğrenci Endonezyalı genç bir kadındı ve onun iki danışmanı (sınavda yer almayan) Litvanyalı ve Çinli idi.
Bugünlerde bilimin uluslararasılaşmasını doğal karşılıyoruz ama bunun daha çok kutlanması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, bu durumun insanlık tarihinde geçici bir an olmadığını, dünya ulusları arasında daha fazla iş birliği ve iş birliği içeren gelecek daha iyi günlerin habercisi olacağını umuyorum.
Sınavın sonucu ne oldu? Öğrenci, çalışmasını inceleyen üç yaşlı adamdan hiç korkmadı ve tezini çok iyi savundu.
.
Stagnation aslında Duraklama değil Durgunluk demek. Ama Türk okurlar için ‘Duraklama’ kelimesi Osmanlı’nın duraklama dönemini çağrıştırdığı için duruma daha iyi uyuyor kanaatindeyim.
Küresel çünkü ilk Rönesansın aksine bu sadece Avrupa değil tüm küreyi kapsayacak.