Kutuplaşmış bir toplumda karşı kutuptakilerin cahil oldukları için o yanda olduklarına inanıyor çoğu insan. Kendi bildiklerimizin doğru olduğundan ne kadar eminiz?
Adresi kopyalayıp ( _↑_ Copy Link) WhatsApp grubunuza gönderebilirsiniz.
Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turu bu Pazar. Otoriter popülist iktidarlara karşı seçim kazanmak kolay değildir. Daha önce Arjantin’de Peron ve Filipinler’de Marcos için olduğu gibi, Türkiye’de Erdoğan destekçilerinin ülkedeki bütün sıkıntılara rağmen ondan vaz geçmemeleri nasıl açıklanabilir?
Bazı muhalif elitler, muhalefetin başarısızlığını halkın cehaleti ile açıklamayı tercih ediyor. Aklıma şu sorular geliyor o zaman: Siz halkın neyi bilip neyi bilmediğini nereden biliyorsunuz? Siz kendi bildiklerinizin doğru olduğuna emin misiniz? Nasıl emin olabiliyorsunuz?
Bu sorulara cevap ararken kafamda bu yazı doğdu.
Epistemoloji (yani ‘bilgi bilgisi’ bilimi), bilginin kaynaklarını dörde ayırıyor: (a) iç güdü ve günlük tecrübe; (b) ampirik; (c) mantık; ve (d) otorite.
İçgüdü ya da bireysel algılarımız
Ağaçta dört elma görüyorsam, o elmaların mevcudiyeti için başka bir delile ihtiyacım yok. Maalesef dünyada olan biten her şey hakkında böyle birinci elden algı sahibi olamıyorum. Televizyonda seyretmek, kitapta okumak aynı şey değil. Bu yüzden, kayda değer hemen hiç bir dünya meselesi hakkında ben gördüm biliyorum dememin imkanı yok. Şundan duydum, falanca yerde okudum, onların yalancısıyım diyebilirim ancak. Bu da en nihayetinde aktarma bilgi olur. Aktarma bilgiye dayanarak kimse kimseyi cehaletle suçlamamalı.
Ampirik Bilgi
Deneysel yöntemler, insanlık olarak kollektif bilgi hazinemizi genişletmek için çok önemli ama kişisel kullanım değerleri kısıtlı. Salt ampirik yani deneysel yollardan edinebileceğim bilgi maalesef çok sınırlı. Çünkü ne verilere ulaşabiliyorum, ne deney yapacak laboratuvarım var, ne de karışık hesaplar yapacak süper bilgisayarlarım var. Mesela, COVID aşısının koruma etkisi ile yan tesir karşılaştırmasını ampirik olarak kestiremem çünkü elimde veri yok. Semaya atılan CO2 gazlarının dünya iklimi üzerinde nasıl bir etki yaratacağını hesaplayamam çünkü sayısal tahmin üretecek bilgisayar kapasitem olmadığı gibi o tahminleri karşılaştıracağım meteorolojik veri tabanım da yok. Yani deneysel araştırmalar tüm insanlığın kollektif bir çabası olarak önemli ama kendi küçük alanımız dışında her deneyi yapacak halimiz yok. Başkalarının doğru deney yaptığına güvenip onlarıon ‘otorite’sine inanıyoruz.
Mantık
Mantık yürütmek için ön kabuller olması lazım. Gödel’in eksiklik teorisi bunu şart koşuyor. Gödel’i okumaya ihtiyaç duymadan, insiyaki olarak, bir takım ön kabuller olmaksızın sadece düşünerek gerçekleri bulamayacağımızı biliyoruz..
Mesela, sadece mantık yürüterek 2020 Amerikan seçimleri Trump’tan çalınmış mı anlayamayız. Sırf mantık yürüterek Türkiye 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonundaki iddiaların ne kadarı gerçek ne kadarı düzmece anlayamayız. Ya ampirik bilgi (oyların ya da paraların çalındığını kendi gözümüzle görmemiz) ya da bir ön kabul (iddiayı ortaya atanların doğru söylediğine inanmak mesela) lazım.
Bir ön kabul olmadan salt mantık yürüterek yeni bilgi edinemeyiz demek, mantık gereksizdir demek değil. Mantık şu ya da bu şekilde edinilmiş bilginin tutarlılığını denetlemek için birey olarak sahip olduğumuz en tesirli araçtır.
Ancak, mantık sadece tahsilli insanlara ait bir hassa değil. İlk mantık kurallarını yazan Aristo bunları kafasından icat etmedi, etrafındaki kişilerin karar verirken ortaya koydukları açıklama ve düşünce silsilelerini mantık kuralları olarak soyutladı. Yani, mantık yürütmek için Boolean cebir bilmek lazım değil. Mantık, okumuş ya da cahil tüm insanların günlük yaşamlarının bir parçası. O yüzden, benim gibi düşünmeyenleri hiç bir zaman, mantık noksanı olarak görmedim. Onlara ait benim bilmediğim ön kabuller ya da kişisel algı ve deneyimleri nedeni ile benden farklı düşündüklerine hükmettim.
Otorite
Bildiğim şeylerin çoğunu başkalarından öğrendim. Ya doğrudan, büyüklerimin ya da hocalarımın sözlerinden; ya da ikinci elden, başkalarının yazdığı kaydettiği kitap ve benzer mecralardan. ‘İkna’ yolu ile öğrendim de denilebilir; yani bir bilenin bir otoritenin söylediklerini benimsedim, ikna oldum. Hemen herkes için bunun böyle olduğunu sanıyorum.
Bu şekilde ifade edildiğinde eminim kimse itiraz etmeyecektir bilgilerimizin ezici çoğunluğunun başkalarından öğrendiklerimiz yani aktarma bilgi olduğuna. Buna rağmen, bizimle aynı düşünmeyenlerin sırf bizimle aynı ‘otorite’ tarafından ‘ikna’ edilmedikleri için cahil olduklarını iddia etmekten çekinmeyiz.
İki önemli nokta var bununla ilgili:
Nerdeyse ağzı olanın konuştuğu ve söylediklerini bütün dünyaya duyurma teknolojisine sahip olduğu günümüzde, kime yani hangi otoriteye inanacağız; ve
Şüpheci (sceptic) olmak, yani tüm ‘otorite’lerine söylediklerine kuşku ile yaklaşmak kesin fikir sahibi olmamızı engeller mi?
Bunlar önemli sorular. Başka bir gün ele alacağım.
Gördüklerim Okuduklarım
Peter Attia, Video - Amerikan Sağlık Sisteminin İflasının İspatı, 24 Mayıs
Peter Attia benim yakinen takip ettiğim bir hekim. İleride özel olarak onun hakkında yazacağım. Geçen hafta San Diego’da iken oğlu hastalanmış. Büyük ihtimalle dehidrasyondu ama yine de hastaneye gittik diyor. Hastanede bir iki test yapmışlar; gerçekten dehidrasyonmuş, serum takmışlar; sonra göndermişler. Fatura, $5950 dolar. Ödemiş tabii ama ondan sonra bu videoyu yapmış.
Sağlık sigortasının hiç itiraz etmeden bu iki buçuk test ve serum için $4500 doları vermesine şaşırmış. Buna rağmen cepten iki bin dolar gitmiş. Kişi başına sağlık harcamalarında dünya birincisi iken sağlık sonuçları olarak diğer bütün gelişmiş ülkelerin gerisinde olan ABD sağlık sisteminin nasıl iflas ettiğinin bir göstergesidir diyor.
Matthew Lynley, Blog - Supervised, 24 Mayıs.
Nvidia, Grafik İşlem Birimlerinin (GPU) yeni Büyük Dil Modellerini (LLM) çalıştırmak için gerekli donanım olduğunu kanıtladığı için bir gecede yapay zeka donanımı öncüsü oldu. Bununla birlikte, daha kompakt LLM'ler piyasaya çıktıkça, Nvidia’nın süper güçlü GPU'larına mecburiyet kalkabilir. Bu yolda, mesela, Apple, M1 Mac'lerini iPhone'lar için LLM geliştirme motörüne dönüştürecek gibi görünüyor. (HG: Bunun için önce PyTorch’u bütün olarak Mac iOS sistemine indirebilmemiz gerekiyor. Şu anda bu mümkün değil maalesef. Bu yüzden, şu anki LLM lerin hiç birini lokal olarak Mac bilgisayarımda işletmem mümkün değil)
Makale - Tree of Thoughts for LLM Problem Solving
Yao, S., Yu, D., Zhao, J., Shafran, I., Griffiths, T.L., Cao, Y., & Narasimhan, K. (2023). Tree of Thoughts: Deliberate Problem Solving with Large Language Models. Click for Code repo.
Etkileyici bir yazar listesi (en azından yazarların bağlı olduğu kuruluşlar etkileyici) bu makalenin biraz dikkat çekmesine neden oldu. LLM'lerimizi en makul istemlerin ("düşünceler") bir listesiyle deneyip başlatabileceğimizi ve sonunda hangisinin en iyi sonucu verdiğine karar verebileceğimizi söylüyor. Ancak, bana neredeyse önemsiz bir yenilik gibi göründü. Makalede daha fazlası var ama LLM'lerin sadece bu tür cevapların kabul edilebilir olduğu alanlarda kategorik cevaplar üretememesine bir çözüm getirmiyor.
Günlük
Başlık Halim’in Günlüğü ama bir şekilde ciddi bir blog haline geldi bu sayfa. Fabrika ayarlarına dönmeye çalışacağım.
24 Mayıs, Çarşamba
Benden başka sevene henüz rast gelmediğim bir çay: Lapsang Souchong. Aroması normal çaya karışmasın diye ona öz ayrı bir demliğim var. Her yerde bulunmuyor. Taylan ve Yi şehirde bir yerde bulup bana bir paket getirmişlerdi geçen sene. O zamandır oradan alıyorum.
Bu sabah şehre otobüsle gittim çay almak için. Durağa yürürken, doğu ufkundan bir duman yükseliyordu.
Eve dönünce internetten baktım. O cenahta, Capalaba civarında bir bush fire (çalı ateşi) imiş. Kaç gündür hava güneşli ve kuru idi. Ceremesi çıkmaya başladı demek ki.
Gelirken trenle geldim.
Trene binmeyi seviyorum, otobüs durağına göre eve biraz uzak ama yürümek için fırsat oluyor. Yürürken şu afişi gördüm. Dan Murphy sanki Cem Karaca anısına şarap çıkarmış gibi değil mi?
Sunnybank Plaza’da karşıdan karşıya üst geçit ile geçtim.
Eczaneden bir kutu Polaramine aldım. Kuru havada uçuşan çiçek tozları bana allerji yapıyor. Parayı ödemek için kuyrukta on dakika bekledim.
Hava çok güzeldi (kuru ve güneşli, tam bush fire havası).
Eve gelince baktım Pascal ile Hagi ne yapıyor diye. Onlar da güzel havanın sefasını sürüyor.
Kuşlara merhaba dedikten sonra, çayımı paketten çıkarıp kavanoza doldurdum.
Halimcim, felsefi başlıkla ilgili olarak sorduğun sorular hakkındaki düşüncelerini bekliyoruz.
Günlük işi de çok eğlenceli. Onu da ilgiyle izleriz. Bu arada, Cem Karaca'nın berberden çıkmış hâli de güzel ama benim gözümde Cem Karaca ve Barış Manço'nun en büyük özellikleri, uzun saçlarıydı. :)
Sevgilerimle.
Kant, kollektif bilgilenmeden bahsediyordu. Ben kişi olarak bu kollektif bilginin ne kadarını nasıl kendi kafamda özümleyebilirim sorusunu soruyorum. Benim için, tüm a priori bilgi, iç güdü kalemine giriyor.