Günün ilginç haberlerinden biri, Güney Avustralya hükümetinin "10 pound Pom" kampanyasını geri getiriyor olması. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Avustralya'ya göçmen getirmek için yapılmış bir kampanya idi bu. 10 pound işlem ücreti ödeyen İngilizler Avustralya'ya bedava geliyorlardı. O yüzden bu kampanya ile gelen insanlara Avustralya'da "Ten Pound Pom" lakabı takılmıştı. Pom sözcüğü, Avustralya'da Ingiltere'den gelen göçmenlere verilen bir lakap. İyi bir laf değil, aşağılayıcı bir tanımlama olarak kabul edilir. Şimdiki kampanya bu yüzden "Pom" demiyor, ama hedef nüfus İngiltere ve İrlanda Gençleri. Başvuranlar arasından kabul edilecek 200 genç 10'ar pound ödeyecekler ve Güney Avustralya hükümeti onları bedava getirecek. Esas amaç reklam.
Genç turistlerin Avustralya ekonomisine büyük katkısı var. Sadece otellerde para harcamıyorlar, aynı zamanda elma bahçelerinde üzüm bağlarında falan tarım işçisi olarak çalışıp hem çiftçilere yardım ediyorlar hem de kendi cep harçlıklarını çıkarıyorlar. Pandemiden beri genç turist akımı durdu. Bu yüzden tarım sektörü şikayet ediyordu. Bakalım bu yeni kampanya duruma çare olacak mı?
Flutter kursuna azimle devam ediyorum 397 modül vardı kursta 167 sini bitirmişim daha yani yarısını bile geçmemişim gibi gözüküyor ama aslında başlangıç zordu, gerisi daha kolay diyorum. Şu anda angarya. Öğrendikten sonra zevkli kısmı başlar ümit ediyorum. Flutter, multi-platform program yapmaya yarayan Google'ın çıkardığı bir yazılım. Yani tek bir program yazıyorsunuz hem Apple iPhone için hem Android telefonlar için hem Apple Mac hem Windows için hepsinde çalışıyor. Ne programı yazacağım. Fikir muhtelif ama henüz tam kararımı veremedim. Hele bir arabayı sürmesini öğreneyim nereye gideceğime ondan sonra karar vereceğim.
Bu yazıyı Google docs mikrofonla dikte opsiyonu kullanarak yazıyorum. Yani mikrofona konuşuyorum ekranda text olarak çıkıyor. Türkçe dilini Google gayet iyi anlıyor. Bu arada, omuzumda Pascal var. Pascal da arada bir lafa karışıyor ama Pascal'ın konuşmalarını Google dikkate almıyor. Hatalar oluyor. Özellikle İngilizce kelimeler kullandığım zaman. Mesela, bir önceki paragrafta "flutter" dediklerimi hep "Polat Yağcı" diye anlamış. Tuhaf.
Bu yöntemi bu sabah bir YouTube videosundan öğrendim YouTube dan insan faydalı şeyler öğreniyor aslında, zaman zaman.