Bu yağmur bitmeyecek mi derken ...
Avustralya ve Türkiye coğrafyalarının kuraklık kıyaslaması
Bu sene sanki her gün yağmur yağmış gibi geliyor bana. Bazı günler az, bazı günler çok, bazı günler pek pek çok. Sadece perşembe ve cuma günü yağan yağmur miktarı 136 milimetre imiş. Bizim şehrin yıllık toplam yağış ortalaması zaten 1200 milimetre civarında. Yani bir sene yağan toplam yağmurun onda birinden fazlası geçtiğimiz perşembe ve cuma günleri yağmış. O yüzden her taraf ıslak, her yer nem kokuyor. Şehrin bazı yerlerinde yollar sel altında. Şehirlerarası da keza öyle, mesela Brisbane'dan Gympie'ye giderken falanca köprünün su altında kaldığını söylüyorlardı bu sabah radyoda.
Bizim burada yağmurdan bahsederken ve yağmur istatistiklerine bakarken acaba Türkiye'de bu rakamlar nasıl diye geldi aklıma. Bakalım. Aşağıdaki haritada Queensland eyaletindeki ortalama yağış miktarlarını görüyorsunuz.
Sağ alt köşede Brisbane şehrini görüyorsunuz. Ortalama yağış senede aşağı yukarı 1200 milimetre. Sahil şeridi dışında, Queensland kurak bir yerdir. İçerilerde ziraat olmaz, hayvancılık olur. Daha batıda, o da olmaz. Mesela haritanın en ortasındaki Longreach şehrini ele alalım. Hayvancılık dışında ciddi bir ziraat faaliyeti göremezsiniz burada, çünkü yağış azdır. Ziraate ne kadar elverişli bir yer olduğu aşağıdaki fotoğrafta da görülüyor.
Longreach ortalama yağmur toplamı senede 450 milimetre imiş. Türkiye'nin tahıl ambarı olarak tanımlanabilecek bir çok yerinde yıllık yağış miktarı bunun çok altında. Aşağıdaki haritada görüyorsunuz(Burgess, P. (2010). The Pressures on, and the Responses to, the State of Soil and Water Resources of Turkey. Ankara Üniversitesi Çevrebilimleri Dergisi).
İç ve Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, Longreach şehrinin aldığı yağmur kadar yağmur görmüyor. O zaman bu bölgelerde ziraat nasıl mümkün oluyor bilmiyorum. Akla gelen ilk ihtimal yeraltı sularını kullanmak. Ancak yeraltı su rezervuarlarının da belli bir kapasitesi vardır herhalde, daha ne kadar yeter, kaç sene dayanır bilmiyorum.
Ben Türkiye'de kuraklık olayının bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum .Bu benim cehaletim. Biraz araştırdım, bu konuda yapılan yayınlar var aslında. Mesela Selçuk Üniversitesi'nden 2 akademisyenin yaptığı ve 2010 yılında yayınladığı bir makale durumu şöyle özetliyor:
In summary, irrigated agriculture results in two fold more irrigation water uses than amount of groundwater potential allocated safely uses under present conditions. The main reason of excess water uses is that crop patterns in basin are high water consuming crops and the cultivated lands of those crops have increased. The utilization of water in agriculture is 92.2% under present conditions at basin. If this trend continues, groundwater potential of basin will be wiped out in near future. (Topak, R., Acar, B.(2010). Konya Basin Agriculture-Environment Relationships and Sustainability ).
Yani Topak ve Acar hocalar diyor ki tarımda su kullanım miktarı kapasitenin iki kat üstündedir ve bu böyle giderse yeraltı suları tamamen tükenecektir. Bu araştırma Konya Ovası için yapılmış ama herhalde Türkiye'nin benzer yerleri için de geçerlidir sanıyorum.
Vakıf olduğum bir konu değil bu yüzden kocaman kocaman laflar yazmak istemiyorum ama bu mesele bana çok ciddiymiş gibi gözüküyor Öyle ki, gündelik patates soğan fiyatlarından, gündelik politikanın bu fiyatlar etkisi üzerindeki yaptığı etkilerden çok daha mühim ve önüne geçilmesi çok daha zor bir felaket gibi gözüküyor bana.
Yazıya nasıl başladım nerelere geldik. Brisbane'da son günlerdeki aşırı yağmurlardan şikayet ederek başlamıştım. Ama artık şikayet etmeyeceğim.
***
Bu blog, can sıkıntısı ve işgüzarlık ürünü olarak verilen bilabedel bir kamu hizmeti olup abonelik ücretsizdir. Abone olun, direk posta olarak gelsin.
2019 – 2020, Yürütücü (Principal Investigator): Analysis of the Variability of the Change in the Groundwater Mass over Euphrates-Tigris Basin (TUBITAK 1002, Grant Number 119Y101). Fırat Dicle Havzasındaki Yeraltı Suyu Kütlesinin Değişiminin Elde Edilmesi ve Doğrulanması (TUBITAK 1002, Proje No 119Y101).
Konya'da yeraltı sularının seviyesinin 50 metreden 80 metreye indiği söyleniyor. Boşalan rezervuarlar nedeniyle arazide boşalan bölgeler çöküyor, obruk denen doğa şekli oluşuyor . Tavanı çökmüş çukurlar. Tarlalarda aniden çöken yerlerin haberleri çıkıyor.
Türkiye'de sulamada bilinçsizlik var. Su bol yerlerde de, mesela Güneydoğu Anadolu'da aşırı sulama yapıyorlar. Drenajlar uygun değil, tarlalara tuz birikiyor, deniyor. Damlama sistemi ile sulama yapan bilinçli çiftçiler de yok değil.